2010 Tarım Sektorü İçin nasıl Geçti, 2011 Tarımda Neler Öngoruluyor..?

Türkiye’de kırsal kesimde yaşayan insanların neredeyse tümü aynı zamanda çiftçidir. Bunlar yaz kış demeden çalışır ve üretirler. Bununla birlikte son yıllarda kırsal kesimde yoksulluk had aşamaya gelmiştir. Kırsal kesimde büyük bir kanama vardır. Her elli saniyede bir, bir çiftçi iflas etmektedir. Son on yılda üç buçuk milyon insan kırlardan kentlere göç etmek zorunda kalmıştır. Çiftçiler, neredeyse iki milyon hektar tarım alanında, üretimden vazgeçmek zorunda kalmışlardır.

Tarımda neden çöküş yaşanıyor?

Türkiye tarımı, son otuz yıldır Batı’nın etki alanına sokulmuştur. Bunun nedeni, ABD/AB ülkelerinde oluşan olağanüstü bitkisel ve hayvansal üretim fazlalıkları ve bunların Türkiye gibi çevre ülkelerinde eritilmesi isteğidir. Bu amaçla Türkiye’de yurtiçi üretimlerin geriletilmesi, Batı için yaşamsal bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Batı, Türkiye’de tarımı çökertmek için birçok oyunu devreye sokmuştur. Kendi çiftçisi için en yüksek boyutlarda desteklemeleri gerçekleştirmiş ve pazarladıkları ürünlerde büyük indirimler yapmıştır. Dünya Borsa Fiyatları’nı kendi çıkarları için ayarlamışlardır IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla, Türkiye tarımında sözde reformlar planlanmış, ancak üretim ve verimlilikte elde edilen sonuç tam tersi olmuştur.

Bunların sonucu olarak Türkiye, insanların beslenmesi için olmazsa olmaz iki üründe, buğday ve kırmızı ette havlu atmıştır Cumhuriyet tarihinde ilk defa kurbanlık hayvan ithal edilmiştir. İthalatın 2011 yılı sonuna değin devam edeceği bildirilmiştir. TMO, bir milyon ton buğday açığı için ithal kararı almıştır. Ülke, sebze ve meyve dışında her şeyi dışarıdan alma durumuna bilinerek getirilmiştir.

Tarımda Çöküşe Karşı Öneriler

Öncelikle, bağımsız bir tarım politikasına gereksinme vardır. Bağımsız politikalar, çiftçi örgütleri, kooperatifler, namuslu akademisyenler, bürokratlar ve ulusalcı siyasal örgütlerle oluşturulabilir. Bu bağlamda;

· IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü güdümlü tarım politikalarından vazgeçilmelidir. AB ile yapılmakta olan müzakere süreci durdurulmalıdır. Gümrük Birliği’nden çıkılmalıdır.

· Tarımsal desteklemeler, AB’ye benzer bir şekilde, ortak piyasa düzenleri kurularak gerçekleştirilmelidir. Bu kapsamda Tarım Yasası’ndaki tarıma ayrılması gereken destekleme miktarı, derhal yaşama geçirilmelidir. Bilindiği üzere anılan yasada tarıma,milli gelirin en az yüzde 1 kadar desteğin yapılması amir hükmü vardır.Aslında bu oranın yüzde 2’ye kadar yükseltilmesi gerekmektedir.

· Tarımsal amaçlı kooperatifleşmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Tarım satış kooperatifleri ve birlikleri yasası yeniden düzenlenmelidir. Kooperatifler Bankası kurulmalıdır.

· Çiftçi örgütlerinin görev alanları yeniden tanımlanmalı ve üst çatı örgütleri oluşturulmalıdır.

· Tarımda verimliliği artırmak için Ar-Ge ve yenilikçilik çalışmaları, kırsal kesimle ortaklaşa yürütülmeli ve bu amaçla güdümlü projeler hazırlanmalıdır.

· Gıda egemenliğinin ulusun var olma sorunu olduğu, geniş kitlelere benimsetilmelidir.

· Tarımda üretici sendikaları için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

· Tarım sigortaları çiftçiler lehine yeniden değiştirilmelidir.

· Çiftçiler ve köylüler, eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmalıdır.

· Tarım yasaları yeniden düzenlenmeli, bu bağlamda Türkiye tarımını dışa bağımlı hale getiren bütün yasalar, başta tohumculuk yasası ve şeker yasası olmak üzere derhal iptal edilmelidir.

· Özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde toprak reformu yapılmalıdır.

· Çiftçilerin ürünlerini aracısız olarak tüketicilere ulaştıracak düzenlemeler oluşturulmalıdır.

· Tarım topraklarının tarım dışı etkinliklere açılması önlenmeli ve yabancılara satılan tarım toprakları kamulaştırılmalıdır.

· Kiraya verilerek özelleştirilen (!) tarım işletmeleri genel müdürlüğüne bağlı kamu çiftlikleri, araştırma enstitüleri durumuna dönüştürülmelidir.

· İklim değişiklikleri ve kuraklık dikkate alınarak, ulusal su politikaları konusunda düzenlenmeler yapılmalıdır.

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı

****

Türkiye AKP döneminde tarımda ithalatçı oldu

AKP döneminde tarımsal üretim yerine ithalatçı politikaların uygulandığı, sadece buğdayda 12 milyon ton ithalat karşılığında 3,5 milyar dolar döviz ödendiği, bu ithalat miktarının, un ihracatı ile açıklanabilir rakamların çok üstünde olduğu ifade ediliyor. CHP’nin “Yeni Tarım Düzeni: Gelecek İçin Tarım” raporunda, AKP döneminde buğday ekim alanlarının 1,3 milyon hektar daraldığı, bakliyat sektöründe ise dramatik bir tablo yaşandığı belirtilerek: “Dünyada gen merkezi ve en önemli ihracatçı ülke konumunda bulunduğumuz baklagil sektöründe izlenen yanlış politikalar üretimi geriletirken ithalatı patlatmıştır. Bu dönemde nohut üretimi 650 bin tondan 530 bin tona, kuru fasulye üretimi 250 bin tondan 205 bin tona, kırmızı mercimek üretimi 500 bin tondan 422 bin tona, yeşil mercimek üretimi 65 bin tondan 24 bin tona gerilemiştir.Türkiye, baklagil ithalatçısı bir ülke haline düşürülmüştür. Bir zamanlar dünya lideri olduğumuz bakliyatta, Okyanus ötesinden, Kanada’dan ithalat yapılmaktadır. 2009 yılında toplam 213 bin ton bakliyat ürünleri ithal edilmiş ve 207 milyon dolar para harcanmıştır.” görüşüne yer verildi.

AKP’ nin Türkiye’de tütün üretimini bitirdiği, 10 yıl önce 200 bin ton olan tütün üretiminin 2010 yılında 55 bin ton’a düştüğü aynı dönemde ekici sayısının 411 binden 73 bine, ekim alanının 195 bin hektardan 116 bin hektara gerilediği ifade ediliyor. 2000’li yılların başında 19 milyon tona yakın olan şeker pancarı 17 milyon tonlara gerilemiştir. AKP döneminde 4,9 milyon ton pamuk ithalatı yapılmış ve karşılığında 6,7 milyar dolar ithalat parası ödenmiştir. Yağ bitkilerinde net ithalatçı pozisyon devam etmektedir. Türkiye’nin soya talebi 1,5 milyon tona yakınken, 2002 yılında 75 bin ton olan soya üretimi 2010 yılı itibariyle 55 bin tona düşmüştür. 2003 – 2009 döneminde yağlı tohum ithalatına 5, ham yağ ithalatına 5,5 ve küspe ithalatına 1,8 milyar dolar olmak üzere, yağlı tohum türevlerine Türkiye’nin ödediği ithalat parası 12,4 milyar dolar düzeyindedir.”

Tarım Sektörü Dönemsel Büyüme Temposu (%)
Dönemler Büyüme Temposu (%)
1924 – 1930 13,1
1931 – 1940 6,3
1941 – 1950 3,2
1951 – 1960 5,7
1961 – 1970 1,6
1971 – 1980 1,7
1981 – 1990 1,2
1991 – 2000 1,5
2001 – 2009 1,3

Kaynak: DİE ve TÜİK verilerinden hesaplanmıştır.

Ayakli Rehber

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

evlerde yapilacak isler, mandal uretimi

Orjin grup başkanları, Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım